2007 (Sayı: 5)
1
:
WASHINGTON’DA BİR OTELİN LOBİSİNDEN TÜRKİYE’DEKİ MAHALLE HAVALARINA YA DA ŞERİF MARDİN’İN YAPISALCILIK HAVASI
Doğan ERGUN
Ülkemizde çok tartışılan söyleşisinde Şerif Mardin “mahalle baskısı”nı açıklamak isterken yalnızca yapı kavramından bahsediyor. Oysa nesnel bir sosyolojik araştırmada yapı, değişim ve işlev kavramlarını birlikte dikkate almak gerekmektedir. Bu çalışmada, yöntembilim/metodoloji bakımından Şerif Mardin’in yapısalcı yaklaşımının eksikliği ortaya konulmaktadır.
2
:
DEVLET ve BAĞIMSIZLIK
Yalçın KÜÇÜK
Bu incelemede; devletin, bağımsızlık, bağımlılık, ulus-devlet, kapitalizm vb. ile ilişkileri ve yaşanmakta olan küresel sistemin, yeni feodalite ve Ortaçağ olarak adlandırabildiğimiz bir tekeliyete doğru gidişi üzerine tespitler sunulmaktadır. Tarihsel kesitler, tespitleri destekler örnekler olarak yer almaktadır.
3
:
TÜRKİYE’NİN MODERNLEŞME SÜRECİ TÜRBAN VE KADIN: LAİKLİĞİN OLASI SONUÇLARI ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR DENEME
İhsan KAMALAK
Bu çalışma, Türk siyasal hayatının uzun zamandır gizli veya açık temel gündem maddelerinden olan laiklik tartışmalarına katkı yapmayı amaçlamaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde, Ulusal Bağımsızlık Savaşı önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaklaşımı çerçevesinde laikliğin Türk modernleşmesinin zorunlu bir önceli olarak algılandığı savunulmaktadır. İkinci bölümde laiklik karşıtlarının savları türban özelinde karşılaştırmalı istastistiki verilerle sorgulanmaktadır. Bu bağlamda ilk kısımda, türbanı kadının kamusal alana katılmasının aracı olarak sunan sav, savın temel varsayımı, türbanın serbest veya zorunlu olduğu ülkelerde (Kuveyt, İran, Suriye ve Suudi Arabistan), kadının kamusal alanda daha fazla oranda temsil edildiği sorgulanmaktadır. Bu bölümdeki karşılaştırma UNDP yayınları üzerinden yapılmaktadır. Çalışma, ikinci kısımda demokratikleşme düzeyi çerçevesinde Türkiye ile komşusu Müslüman ülkeleri önce UNDP verileri, ardından ilgili ülkelerin siyasal sistemlerinin bu veriler dışında kalan göstergeler üzerinden karşılaştırmalı olarak inceleyerek aradaki farklılığın kaynağının laiklik olduğu savunmaktadır. Çalışma, karşılaştırmalı incelemenin, hem türbanın kadının kamusal alana çıkmasında bir araç olmadığını hem de Türkiye’nin karşılaştırmalı yüksek demokratikleşme düzeyinin 1919 ile başlayan modernleşme sürecinin belirleyici özelliği/ilkesi dolayısıyla ortaya çıktığını savunmaktadır.
4
:
19. YÜZYILDAN GÜNÜMÜZE ÜÇÜNCÜ YOLUN SERÜVENİ Sosyalizm ve Liberalizm Arasında Çatallanan Yollar
Oya YAĞCI
Bu çalışmanın amacı, 19. yüzyılın ikinci yarısında sosyalizmin genel çerçevesi içinde şekillenen ve Marksizm’le demokrasi anlayışı bağlamında farklılaşan üçüncü yolun tarihsel gelişim çizgisini izlemektir.
Sosyal demokrasinin, liberalizmin özgürlükçü idealleri ile sosyalizmin eşitlikçi idealleri arasında şekillenen serüveni içinde, özellikle II. Dünya Savaşı sonrası şekillenen refah devleti modeli çalışmanın ana ilgi konusudur. Savaşın yol açtığı yıkımdan ve faşizmden alınan dersle Batıda kalıcı uzlaşma ve istikrar arayışının ürünü olarak ortaya çıkan refah devleti, özellikle 1980 sonrası, zamanını doldurmuş istisnai bir tarihsel an olarak değerlendirilmektedir.
Bu çalışma ise özellikle ‘yeni üçüncü yol’ tartışmaları ve reform deneyimleri bağlamında refah devletinin sosyal demokrasi ideali açısından kalıcı kazanımlarını tespit etmek çabasındadır. Refah devletinin belirli bir dönemin ürünü olmaktan çok işbirliği-dayanışma ve ihtiyaç temelli bir yeniden dağıtım prensibini hayata geçirerek sosyal demokrasi felsefesinin kurumsallaşmasında oynadığı etkin rolü ve farklı ülke deneyimlerinde ortaya çıkan kazanımları ortaya koymak neo-liberalizmin iddialarına verilmesi gereken acil ve zorunlu bir cevap olarak görülmektedir.
5
:
TÜRKİYE’DE YÜZYILLIK GÜNDEM: FEDERALİZM
Cenk REYHAN
Bu incelemede, ondokuzuncu yüzyıldan yirmibirinci yüzyıla değin Türk siyasi-idari yapısına dair değişmeyen bir gündem maddesi irdelenmektedir. İmparatorluk döneminde emperyal-büyük güçlerin hizmetinde “adem-i merkeziyet” olarak literatüre giren kavramın, bugün emperyal-Avrupa Birliği/ABD hizmetinde “federalizm” olarak yeniden üretilip gündemin temel maddesi olmaya devam ettiği belirtilmektedir. İncelemede tarihle güncel arasında bağlantı kurarak bu durumun tasviri sunulmaktadır.
6
:
CUMHURİYET DÖNEMİNDE TOPRAĞA DAYALI ÖRGÜTLENME: İL YÖNETİMİ SİSTEMİNİN KURULUŞU
Nuray E. KESKİN
Türkiye’de mülki idare sistemini konu alan çalışmalarda ulus-devletin kurulması ve kapitalizmin gelişmesinin Osmanlı’dan daha farklı bir olgu olduğu ve yeni bir örgütlenmenin gerekliliği göz ardı edilmiştir. Bu nedenle il sisteminin kökeni 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi’ne dayandırılmış, Cumhuriyet döneminde Osmanlı yönetim düzeninin devralındığı söylenmiştir. Ne milli mücadele yılları, ne de Cumhuriyet dönemi kapsamlı bir incelemeye konu olmuştur. Oysa il yönetimi sistemi Osmanlı vilayet sistemi kaldırılarak inşa edilmiş, Cumhuriyet’in toprağa dayalı örgütlenme politikası 20’li ve 30’lu yıllarda gündeme gelen bir dizi karar ve uygulama bütünü içinde hayata geçirilmiştir. Bu yazı, güncel kamu reformları sürecinde köklü bir değişime konu olan il yönetimi sisteminin milli mücadele döneminde başlayıp, Cumhuriyetin ilk yıllarında biçimlenen kuruluşunu ele almaktadır.
7
:
ÜLKÜ’DE DEVLETÇİLİK ve PLANLAMA*
Esra ERGÜZELOĞLU KİLİM
Bu makalede, Türkiye’de 1930’lu yıllarda, kamu politikalarının belirlenmesinde ve yönlendirilmesinde önemli bir yeri olan Ülkü Dergisi’nin devletçilik ve planlama anlayışı incelenmektedir. Dergi’nin Şubat 1933 ile Ağustos 1936 yılları arasında yayınlanan toplam 36 sayısında yer alan makaleler değerlendirilmiştir. Ülkü’de devletçiliğin korporatist, piyasa odaklı ve halkçı içerikli üç ayrı türünün olduğu saptanmıştır. Ülkü’nün planlama anlayışı ise piyasa odaklı devletçilik anlayışını yansıtmaktadır.
8
: