2019 (Sayı: 32)
1
:
AYDINLANMA VE İLK BİRİKİM ÇELİŞKİSİNDE HALK VE HALKÇI EKONOMİ POLİTİK
Ceyhun GÜRKAN
Halkçılık, ulusal ve ideolojik farklılıkların geniş çeşitliliği içinde aynı zamanda
ekonomi politiğin bağlamında gelişmiş düşünsel ve siyasal bir harekettir.
Halkçı düşüncenin ve hareketin ekonomi politik içeriğini yakalayan temel kavramlardan
biri Marx’ın ilk birikimidir. Halk üzerine siyaset ve ekonomi politik
18. yüzyılın ikinci yarısında klasik liberalizm ve Aydınlanma düşüncesi içinde
eleştirel bir düzlemde yükselişe geçmiştir. Aydınlanma ve ilk birikim arasındaki
karşıtlıktan hareket eden bu yazı halkçı düşüncenin eleştirel ekonomik
politik boyutunun izini Kant’tan Rousseau’ya ve Marx’a uzanan Aydınlanmacı
gelenek içinde sürmektedir. Bireyleri siyasal ve toplumsal olarak içeriksiz bir
kitle halinde piyasa yolunda yöneten neoliberal popülizmin karşısında, bu çalışma
Aydınlanmanın halkçı düşüncesiyle yüzleşip ve eksikliklerini aşabilecek
yeni bir eleştirel yaklaşımın ekonomi politik rotasını çıkarmayı denemektedir.
2
:
GÜVENCESİZLER ÇAĞINDA HALKÇILIĞI TARTIŞMAK: GÜNÜMÜZDE RADİKAL HALKÇILIĞIN İMKANLARI
Mustafa Berkay AYDIN
Siyasal alandaki kavramları toplumsal gerçeklik ve sosyolojik temeller açısından
ele almak gerekmektedir. Popülizm/halkçılık kavramı da, zamana, mekana
ve yeni dönem dinamiklerine göre farklı anlam ve içeriklerle karşılanmaktadır.
Güvencesizliğin her açıdan günümüz kapitalizminin ana özelliklerinden
biri haline geldiği konjonktürde, tüm dünyada ‘müesses nizam’ kendi
meşruiyetini sürdürmekte zorlanmaktadır. 20. yüzyılın stabil kurum ve kavramlarının
sarsıldığı, altının boşaldığı yeni dünyada, popülizme yüklenen anlamların
farklılaşması yaşadığımız çağın, bir önceki dönemin kurum ve ilişkilerinin
temelini oluşturan ve nüvelerini barındıran 19. yüzyıl ile benzerlikler taşıdığına
dair bir işaret olarak da okunabilir. Günümüzde, gelişmiş ve azgelişmiş
dünya için farklılıklar net olarak sürmekle beraber, toplumsal problemler
ve toplumsal adalet açısından 21. yüzyıl başı itibariyle Dünya daha fazla ‘aynı
gemidedir’. Dolayısıyla popülizmin içeriği, bu duruma göre de şekillenecektir.
3
:
KEMALİST HALKÇILIĞIN ANALİZİ: YENİ BİR YORUM DENEMESİ
İhsan Ömer ATAGENÇ
Halkçılık, Kemalizmin kuruluş sürecinde merkezi bir role sahiptir. İttihat ve Terakki
döneminden miras kalan bu düşünce, savaş koşullarında Anadolu halkının
bir araya gelmesi, eşitlikçi ve ortak bir zeminde bir devlet inşa edebilmesi
açısından önemli bir işlev görmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinin
ardından devletin resmi ideolojisinin temelini oluşturan “altı ok”tan biri
olan Halkçılık yalnızca bir düşünsel miras değil aynı zamanda devletin kurucu
ideolojisi olan Kemalizmin temel ilkelerinden biri haline gelmiş ve 1938 yılında
Anayasa’ya dahil edilmiştir. Halkçılık kavramının kurucu ideolojinin niteliği
açısından önemine dair yapılan tartışmalar, Kemalizmin iktidar dönemindeki
Halkçılık pratiğine yönelik güncel tartışmalara doğru evrilmiştir. Halkçılık pratiğinin
tartışılması yalnızca Kemalizme mesafeli yahut karşısında duran bir düşünsel
ortamda değil bizzat Kemalizme içkin yorumlarda da ortaya çıkmaktadır.
Bu çalışmada Kemalizmin Halkçılık ilkesinin idealleri ve ortaya çıkan pratik
arasındaki soruna dair Kemalizme içkin yapılan eleştirilere yer verilecek ve
Kemalizmin halkçılık düşüncesine dair sahip olduğu idealler doğrultusunda
güncel bir yorum yapılmaya çalışılacaktır.
4
:
ELİT TEORİ ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE’DE KADIN MİLLETVEKİLLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME
Senem ERTAN ve Hümeyra Rojda AYKAÇ
Toplumsal cinsiyet rolleri ve değer yargıları, toplumun her alanında etkili olduğu
gibi kadınların siyasal alana girişinde de önemli rol oynamaktadır. Kadınlara
seçme ve seçilme hakkı verilmesinden itibaren Türkiye’de kadın milletvekili
oranları yeterli seviyelere ulaşamamıştır. Bu durum, hangi sosyal,
ekonomik ve demografik kesimlerden gelen kadınların siyasette karar verici
konumlara gelebildiği sorusunu gündeme getirmektedir. Bu araştırma; Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nde 2002-2017 yılları arasındaki beş yasama döneminde
(22.-26. yasama dönemleri) milletvekilliği yapmış olan 194 kadın milletvekilinin
siyaset patikalarını inceleyerek, sosyolojik, ekonomik ve demografik
profillerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Elit Teori çerçevesindeki
tartışmalar incelenerek, hangi kadınların siyaset arenasında erkeklerin
yanında kanun yapıcı pozisyonlara gelebildiği analiz edilmektedir.
Araştırmada Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi Veri Tabanı, milletvekillerinin
kişisel web siteleri, biyografi kitapları ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
yıllıkları gibi ikincil kaynaklardan faydalanılmıştır.
5
:
TÜRK ASKERİ YÖNETİMİNDEKİ KIRILMALARDA VE DÖNÜŞÜMLERDE YABANCI ETKİSİ: OSMANLI’DAN 2000’LERE
Turgut ATASOY
Yabancılar, Türk askeri yönetiminin dönüşüm sürecinde tarihsel bir olgu olarak
her zaman yer almıştır. 1700’lerden 2000’lere uzanan süreçte, oluş şekli
genellikle Türk kamu yönetimiyle benzer olan askeri yönetimine ait dönüşümlerin
çoğunlukla gelişmiş Batılı devletler tarafından görevlendirilen yabancı
uzmanların inisiyatifleriyle ya da dışarıdan yapılan askeri politika transferleri
ile gerçekleştirildiği görülmektedir.
Çalışma, 300 yılı aşkın bir süreyi kapsayan dönemde Türk askeri yönetiminde
yaşanan kırılmalarda ve dönüşümlerde yabancı etkisinin önemli bir olgu olarak
ortaya çıktığının belirlenmesini amaçlamaktadır. Avrupa etkisinin ve ABD
etkisinin görüldüğü iki ana bölümden (1700-1945 ve 1946-2016 dönemleri)
oluşan çalışmada alan araştırması/taraması yöntemi kullanılmıştır.
6
:
KENTSEL SİYASET LİTERATÜRÜNÜN TÜRKİYE YAZIMINDAKİ SERÜVENİ: POLİTİK EKONOMİ VE KURUMSALCI YAKLAŞIMLARIN ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRMESİ
Osman SAVAŞKAN ve Çiğdem AKSU ÇAM
Bu makale, Türkiye’de 2000 sonrası artan kentsel siyaset çalışmalarını gelişmiş
ve geç sanayileşmiş ülkelerle ilgili uluslararası literatürü göz önünde bulundurarak,
iki ana yaklaşım temelinde analiz etmektedir. Türkiye’deki politik
ekonomi temelli yaklaşımlar, neoliberalizm, kentsel kriz, devletlerin yeniden
ölçeklendirilmesi gibi teorik bağlamlardan yola çıkarak özellikle büyükşehirlerdeki
kentsel dönüşüm, özelleştirme, soylulaştırma, kamu-özel sektör işbirlikleri
gibi konulara odaklanmıştır. Türkiye’nin tarihsel özgün koşullarının ve
kentsel siyaseti şekillendiren aktörler arasındaki güç ilişkilerinin öneminin altını
çizen bu çalışmalarda genel vurgu kapitalizmin neoliberal aşamasındaki
genel eğilimlerine yapılmıştır. Merkezi ve yerel yönetimler arasında değişen
güç ilişkileri, büyükşehir belediye sistemi, belediye meclisleri, yerel yönetişim
mekanizmaları gibi temalarsa, kentsel siyasetin kurumsal mimarisini çalışanlar
tarafından ele alınır. Bu literatürde de kurumları, formel yapılarının ötesinde
enformel ilişki ağları, normlar, güç ilişkileri ve tarihsel arka planıyla ele
alan çalışmalar zayıf kalmıştır. Bu makale, Türkiye’deki kentsel siyaset literatürünü,
geç sanayileşmiş ülkelerle ilgili politik ekonomi yönelimli güncel araştırmaları
ve Türkiye’de gecekondulaşma çalışmalarının mirasını göz önünde
bulundurarak tartışmaktadır.
7
:
Mustafa Kemâl Paşa’nın Halkçılık Programı
Serdar ŞAHİNKAYA
1923 Cumhuriyet Devriminin sosyal yönünü belirleyen “Halkçılık” meselesinin
yeniden incelenerek hatırlanması, daha iyi anlaşılması ve belki de
21. yüzyıla taşınması gayretlerini çok değerli bulmaktayım.
2003-2007 döneminde T.C. Cumhurbaşkanlığı Ekonomi ve Uluslararası
İlişkiler Çalışma Grubu üyeliği görevim sırasında Çankaya Köşkü’ndeki
Cumhurbaşkanlığı Atatürk Arşivi’nden Halkçılık Programının orijinal metni
ve daktilo edilmiş transkripsiyonundan birer kopya edinmiştim. Memleket Siyaset
Yönetim Dergisi “Halkçılık” temalı bir özel sayı/dosya çağrısına çıkınca
elimdeki bu metni, meraklıları ile paylaşmanın sırasıdır diye düşündüm. Sayı
editörlerinden Doç. Dr. Deniz Yıldırım’ın da görüşünü aldıktan sonra bu kısa
notla birlikte ilgili metinleri takdim ediyorum.
Metnin transkripsiyonunu, alanında nerede ise tek yapıt olan İsmail
Arar’ın Atatürk’ün Halkçılık Programı’ndaki metin ile birebir karşılaştırdım2.
Saptadığım küçük farklılıklar nedeniyle de emin olmak için ODTÜ Tarih Bölümü
Araştırma Görevlisi Sayın Canan Halaçoğlu’ndan destek aldım3. Canan
Hocam, bendeki transkripsiyon metninde 13 adet imla hatasına işaret ederek,
düzeltmelerde bulundu. Kendisine buradan da bir kere daha şükranlarımı sunuyorum.
Bu bağlamda düzeltmeleri içeren transkripsiyon metni, tarafımdan
yeniden Word ile yazıldı. Doğal olarak son halde varsa yazım hatalarının kusuru
tamamıyla bana aittir.
Evet, Mustafa Kemâl Paşa diyor ki; “Bilmünasebe arzetmiştim ki, ilk Teşkilâtı
Esasiye Kanunumuza menşe teşkil eden 13 Eylûl 1920 tarihli bir programı
Meclise takdim etmiştim. (…) Siyasî, içtimaî, idari, askerî noktai nazarları
telhis ve teşkilâtı idariye hakkındaki mukarreratı ihtiva eden bu program
Meclisin 18 Eylûl 1920 günkü içtimaında okunup, bu tarihten dört ay geçtikten
sonra takarrür eden ilk Teşkilâtı Esasiye Kanunu, bu programdan çıkmıştır”
(Arar, 1963: 7 – 11)
8
: